Uzun zamandır yazmayı düşündüğüm yazıyı finallere hazırlanamazken vicdan azabindan kurtulmak için yazıyorum . Çoktandır yazmayı düşünüyordum aslında aile , çocuk , aidiyet duygusu ve sorumluluklarımız.
İnsan neden üreme ihtiyacı duyar? Bu sevişmenin sonucu mudur yoksa insanin özü üremeyi de beraberinde getirir mi ? Üremek insanin dogustan gelen iki iç güdüsünden biri olan cinselliğin sonucudur bana göre. Cinsellik beraberinde üremeyi getirmiştir ancak günümüzde doğum kontrol yöntemleri bu kadar gelişmişken çocuk sahibi olmak nedendir ? Ya da insan çocuk sahibi olmak gibi büyük sorumluluk gerektiren bir şeyi neden ister ? Daha önce tatmadiğiniz duyguyu neden zorunluluk gibi hisseder. Bana göre bu , dünya düzeninde toplumun bireylere dayatmasıdır. Klasik oku,askerlik yap evlen , cocuk yap ve öl. İnsanin hayatını özetleyen kelimeler bunlar. Çocuk insana buyuk sorumluluk getirirken bir yandan da insan tutsak ediyor , özgürlüğünü elinden alıyor. Sırf çocuğunun toplum değerlerinde daha yüksek statü kazanması için düşüncelerine aykırı eylemlerde bulunabiliyorsun. Peki öyleyse insan neden buna rağmen ürer? Doğada insanda her hayvan gibi cinselliği doyasıya yasamak ister - ki toplum tarafindan dışlanmamak için evlenir de- bu eylemin sonucu olarak nesillerini devam ettiren bireyleri oluşturur. İnsanlar bunu gerçekten istiyor mu ya da daha once tatmadıkları bir duyguyu isteyip istemediklerini nerden bilebiliyorlar?
Belki de insanın çocuk sahibi olmasindaki temek dürtü kendi pişmanlıklarını telafi edemeyip bunu çocuk üstünden yaşamaktır. Öyle olmaz mi hep zaten ben okuyamadım sen oku ya da benim hayatım sensin evladim ve yahut ben senin için calışıyorum gibi laflarla aslında kaybettiğimiz hayatlardan kurtulup yeni bir hayata geçiş yapmak isteriz belki de. Gençken isteyip elde edemediklerimiz veya yaşamadıklarımızı çocugumuz üstünden yasamak isteriz, onu yönlendirmeye çalişmamız da bu yüzdendir. işte,okulda,futbolda,cinsellikte, ilişkide kaybetmişliğimizi bu sefer yenmek isteriz onun sayesinde. Oğlumuzu kendi tuttuğumuz takımı tutması için zorlarız ya da hep çalmayı istediğimiz ancak bir türlü başlayamadığımız enstürmanın kursuna zorla yollarız onu. Artık o bizim simsteki karakterimiz oluvermiştir bir anda.
Temel ihtiyaçlarından biz sorumluyuzdur . Daha iyi yaşasınlar diye daha çok çalışırız sonra da emeklilik vaktinde torunların daha iyi yaşamasını amaçlayan evlatların daha çok çalışmasını görürüz.Çocuk sahibi olduktan sonra kafana esen şeyi yapmazsın , daha çok çalışıp daha çok üretmelisin ki daha iyi sartlar altında yaşasın "kendi" evladiın. Onun sistemde senin gibi hayatını tüketmediğini görmek için en zengin en güçlü olmak isteriz çoğu zaman. Bazen de kabullenme, şükretme gelir ki o ayrı bir yazı konusudur. Aslında amaç evladının daha az sürünmesinden başka bişey değildir. Çocuğumuz için hayallerimizden , umutlarımızdan vazgeçeriz çoğu zaman ya da korkularımız artık daha büyüktür. Risk alamayız çünkü artık sorumluluk sahibiyizdir. "benim" "bizim" diye yaftaladığımız bireyler vardır artık.
Toplumda sahiplendimiz bireyleri doğduklarında beri ötekilerden farklı severiz. Direk sevgi büyütürüz ona karşı çünkü onu kendimiz saniriz. Sistem , sana yeni bireyin tüm sorumluluklarının sana ait olduğunu hissettirerek sana sahip olur. Önceden kolaylıkla alabildiğin kararları alırken artık iki kere düşünürsün. Cesaret gösteremeyip aklında olan fikirleri artık aklına getirmemeye başlarsın , unutmaya zorlarsın kendini çünkü artık ebeveynsindir.
Çocuk sahibi olunca bir anda kendimizden ödün veririz. Artık daha az arkadaşlar takılmamız gerekiyordur ya da sevgilini elini daha seyrek tatmalıyızdır. Ağırlığı olmalı çünkü ailenin artık sokakta öpüşmek yerine çocuğumuz öperiz çünkü artık sevgili değil anne-babayızdır. Sevgilimize gösterdiğimiz ilgiyi ve sevgiyi artık çocuk üstünden gösteririz.
Çocuk sahibi olmakta çoğu davranışımız gibi toplum tarafında bize empoze edilen eylemlerden yalnızca biridir. Benim gözümde sistemin daha iyi işlemesini sağlayan , devleti yücelten şeylerden biri olmanın yani sıra hiçe yakın özgürlüğümüze de kelepçe vurur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder